Doç. Dr. Halil Tekin tarafından “Domuztepe Kazılarının Mezopotamya Neolitiğine Katkıları” konulu konferans gerçekleştirildi.
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Halil Tekin tarafından “Domuztepe Kazılarının Mezopotamya Neolitiğine Katkıları” konulu konferans, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Osman Özbek Salonunda gerçekleştirildi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve ICOM Türkiye Milli Komitesi Başkanlığının katkılarıyla Derneğimiz adına gerçekleştirilen konferansa; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Sayın Abdullah KOCAPINAR, Genel Müdür Yardımcısı Zülküf YILMAZ, Kazılar Dairesi Başkanı Melik AYAZ ile çok sayıda izleyici katıldı. Derneğimiz tarafından Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün katkılarıyla organize edilen konferansa, meslektaşlarımızın yoğun ilgi göstermesi sizleri fazlasıyla mutlu etti.
Doç. Dr. Halil Tekin tarafından Domuztepe’de 2013 yılında elde edilen sonuçlar tanıtıldıktan sonra özetle aşağıda sıralanan değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Kahramanmaraş ili sınırları içinde yer alan Domuztepe’de, 1995-2012 yılları arasında İngiliz-Amerikan ortak projesi olarak kazı çalışmaları yapılmıştır. 2013 yılından itibaren Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü başkanlığında, Doç. Dr. Halil Tekin’in bilimsel sorumluluğunda Hacettepe Üniversitesi’ne mensup bir ekip tarafından kazılmaya başlanmıştır.
Domuztepe bir Mezopotamya Geç Neolitik yerleşimidir. Mezopotamya’nın Geç Neolitiğine dair tanımlamalar ve kronoloji 20. yy’ın başlarında oluşturulmaya başlanmıştır. Avrupa’da hâkim olan yaklaşımların etkisi altında oluşturulmaya çalışılan bu tanımlarda hiç kuşkusuz Alman arkeoloji ekolünün büyük rolü bulunmaktadır. Avrupa’da Yerleşim Arkeolojisi disiplininin kurucusu sayılan Gustaf Kossina’nın ileri sürdüğü ve bir süre sonra “Kossina Kanunları” olarak adlandırılacak olan fikirler içinde, seramiğe dayalı bir “kültür” adı yaratma gayretleri, geçen yüzyılın Mezopotamya araştırmacılarının da uzak duramayacağı bir yöntem olmuştur. Mezopotamya’nın farklı kesimlerinde kazılar yürüten Batılı araştırmacılar, bir taraftan Kossina, diğer taraftan ise G. Childe tarafından ileri sürülen kıstaslara bağlı kalmaya çalışmış; böylelikle Hassuna, Samarra ve Halaf olarak “kültür” adlarını oluşturmuşlardır.
Bütün bu gayretler, 20. yüzyılın ilk yarısında yürütülen az sayıdaki kazıdan elde edilen verilere dayanmaktaydı. Oysa özellikle 1980’lerden sonra kazıların sayısının artması, Güney Mezopotamya’da Tell Oueili gibi Neolitik yerleşimlerin kazılmasıyla Mezopotamya’ya hâkim olan tanım ve kronolojisi sorgulanmaya başlanmıştır. 1991 yılından itibaren Irak’ta kazı çalışmalarının Körfez Savaşı nedeniyle durmasının ardından, eski kazıların yayımlanmamış dokümanları genç araştırmacılar tarafından yeniden elden geçirilmiş ve ulaşılan sonuçlar ciddi bir tartışma ortamı yaratmıştır.
Son yıllarda Mezopotamya Geç Neolitiği üzerine araştırma yapan arkeologlar, Hassuna, Samarra ve Halaf’ın bir kültür olmadığını; böyle bir tanımlamanın yüzeysel olduğunu ileri sürüp bunların yerine M.Ö. 7000-5100 arasına denk gelen zaman dilimini Geç Neolitik olarak adlandırıp, bunu kendi içinde 6 alt evrede ele almayı tercih etmektedirler.
Türk heyeti tarafından yeniden başlatılan Domuztepe kazılarında bu yeni kronoloji kullanılmaktadır. Tüm bu gelişmeler değerlendirildiğinde; Domuztepe’de önümüzdeki yıllarda yapılacak kazıların, Mezopotamya Neolitiğine önemli katkılar sağlayacağı görülmektedir.
Doç. Dr. Halil Tekin’in konferans sonunda sorulara verdiği cevapları aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz.