Tarihi bostana süs havuzu inşaatı durdu
TARİHİ İstanbul Surlarının dibinde yer alan Fatih Yedikule bostanlarına yapılması planlanan park projesi içindeki süs havuzu yapımı için geçtiğimiz günlerde kepçe vuruldu. Ancak kazı izni ve müze arkeologu olmadan kazıların yapıldığı itirazları üzerine de havuz inşaatı durdu.
İstanbul’un simgelerinden biri olan İstanbul surlarının gölgesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Fatih Belediyesi tarafından yapılması planlanan ‘Belgradkapı Rekreasyon Alanı Projesi’nin yapımına 2013’te başlandı. Buradaki tarihi İsmail Paşa Bostanı’nın üzeri molozla kaplandı. Bostanın korunması için yapılan eylemler ve itirazlar sonucunda durdurulan projeye geçtiğimiz haftalarda tekrardan başlandı. İlk olarak Yedikule Konakları’nın hemen önünde bulunan araziye süs havuzu yapmak için kepçeler çukur açtı. Ardından zemine beton dökülerek, temel demirleri döşendi. Sur dibi boyunca ilerleyecek proje kapsamında spor alanları, kafe ve restoranların olması planlanıyor.
“MÜZE ARKEOLOGU OLMADAN YAPILDI” İDDİASI
UNESCO tarafından belirlenen ‘Kara Surları Dünya Miras Alanı’nın içinde yer alan bostanda yapılacak kazıların 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre Arkeoloji Müzeleri’nin denetiminde yapılması gerekiyor. Ancak 17. yüzyıldan kalma haritalarda İsmail Paşa Saray Bostanı olarak geçen arazide yapılan çalışmanın, kazı izni ve müze arkeologu gözetimi olmadan yapıldığı iddia edildi.
MÜZE DENETİMİ DIŞINDA İDDİASI
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Yedikule Bostanları Koruma Girişimi üyesi Yiğit Ozar, bostanlardaki su kuyuları, sarnıçlar ve müştemilat yapılarını içeren kültür varlıklarının çalışmalar nedeniyle zarar gördüğünü söyledi. Geçen yıl başlayan çalışmaların müze denetimi dışında yürütüldüğünü iddia eden Ozar, “Bu kazıları müze denetimi dışında yaptıklarını ilgili Koruma Kurulu ile yaptığımız yazışmalarla belgeledik. Bir senelik bir duraklamadan sonra yine bir çalışma başladı. Burada da müze denetimi olmadığını öğrendik. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne durumu bildirdik, kendileri alanda işlem yaptılar” dedi. Arazide incelemede bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri ise kazının arkeolog olmadan yapıldığını redderek, çalışmaların yaklaşık 15 gün durdurulduğunu belirtti. Yetkililer, bu süre içerisinde bostanın da projeye dahil edileceği bir plan üzerinde çalışacaklarını söyledi.
SURLAR SADECE BİR DUVAR DEĞİL
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Sami Yılmaztürk, kara surlarının Tarihi Yarımadanın dünya mirasına alınma gerekçelerinden biri olduğunun altını çizerek, “Bu surlar sadece bir duvar değil, surların her iki yakasının da bütün olarak korunması gerekir” dedi. Sur dibine inşaat yapılamayacağını belirten Yılmaztürk, “Sur dibinde herhangi bir inşai faaliyet yapılamaz. Sadece yeraltındaki değerleri gün yüzüne çıkarmak ve tarihimizi daha iyi öğrenmek için arkeolojik kazı yapılabilir” dedi.
MARULU İLE ÜNLÜYDÜ
Yedikule ve Belgradkapı arasında yer alan Bizans döneminden kalan surların her iki tarafında da Osmanlı’nın 16. ve 17. Yüzyıldan itibaren uyguladığı tarım yöntemlerini günümüze taşıyan bostanlar bulunuyor. Marulu ile ünlü olan Yedikule bostanlarının bulunduğu arazide Koruma Kurulu’nca tescil edilmiş tarihi bir kagir ev ve ahırın yanı sıra henüz tescil edilmemiş tarihi bir su kuyusu da bulunuyor. Geçen yıl Fatih Belediyesi sınırları içinde kalan suriçinde moloz dökülerek başlayan park projesi ile bostancılar alandan çıkartılmıştı.
MAHALLELİ BOSTANIN GELECEĞİ KONUSUNDA İKİYE BÖLÜNDÜ
Bir köşesinde lüks konutların inşa edildiği mahalleli de bostanın geleceği konusunda ikiye bölünmüş durumda. Belediyenin yaptığı projeyi onaylayanlar da var bostanın eski hali ile korunması gerektiğini düşünenler de.
34 yıldır Yedikule’de yaşadığını söyleyen Seyfettin Şentürk, projeyi olumlu bulduğunu ancak alanın bostan olarak kalmasını tercih ettiğini söyledi. Şentürk “Burası bostan olarak kalsa nostaljik olarak daha iyi olabilirdi. Yedikule maruluyla meşhur, taze taze yiyebiliyorduk. Eskiden çok güzeldi burası. İncir, dut ağaçları vardı. Zamanla hiçbir şey kalmadı” diye konuştu. Bostan arazisinde kuş besleyerek vakit geçiren mahalle sakinleri bostanın geleceği konusunda kendi arasında tartışıyor. 50 yıllık mahalle sakini Süleyman Şevik “Surun altında havuzun ne işi var? Burayı halka bıraksınlar, havucumuzu, domatesimizi yiyelim” derken, arazinin bostan olarak kullanılmasına karşı çıkan mahalle sakini İsmail Güvenç güvenlik sorunları nedeniyle alanın park olarak kullanılması taraftarı.
İMARA AÇILACAK KAYGISI
Yedikule bostanları da aynı Sulukule ve Tarlabaşı gibi 5366 sayılı Yenileme Kanunu kapsamına alınmıştı. Kanun kapsamına alındıktan sonra burada Yedikule konakları inşa edilmişti. Aynı zamanda Yedikule Bostanları Koruma Girişimi üyesi olan arkeolog Ozar, alanın imara açılmasına ilişkin kaygılarını anlatarak şunları söyledi:
“5366 sayılı Yenileme Kanunu Tarlabaşı, Sulukule, Emek sineması gibi kültür varlıklarının yoğun olduğu bölgelerde rant projelerinin gerçekleştirilmesi için çıkartılan bir yasa. Bu da alanın ne kadar büyük bir tehlike altında olduğunu gösteriyor. Park projesi ile birlikte parka sınır olan alanlarda imar artışı söz konusu. Bu park projesi Tokludede’den başlayıp Yedikule Havagazı fabrikasına kadar bütün kara surlarının etrafında gördüğümüz mutenalaştırma projesinin küçük bir parçası.”
İMARA AÇILMASINI İBB OYBİRLİĞİ İLE REDDETMİŞTİ
Nitekim Fatih Belediye Meclisi Temmuz ayı oturumunda, 2-3 kat yüksekliğindeki binalar oyçokluğu ile planlara işlendi. Oysaki bostanın park alanından çıkartılarak imara açılması 14 Eylül 2006’da İBB tarafından oybirliği ile kabul edilmemişti. İBB itiraz gerekçesi olarak “1/5 bin ölçekli plana uyumsuz, donatı azaltıcı, yapı ve nüfus yoğunluğu artırıcı, gerek parseldeki, gerekse komşuluğundaki parsellerde yer alan eski Bostan Alanlarının ve komşuluğunda yer aldığı Karasurlarının ve Yedikule Surlarının ve 1. Derece Koruma Bölgelerinin korunmasına olumsuz etki edici, eski Bostan alanlarının korunmasına dönük İstanbul 1 Numaralı Koruma Kurulunca plan kararlarının üretilmesinde yol gösterici nitelikte kurul kararlarına da aykırılıklar içermekte ve Tarihi yarımada ve Karasurlarının siluetinin korunmasına olumsuz etki edecek niteliktedir” ifadelerine yer verilmişti.
Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, (DHA)