Höyükte benzersiz savunma sistemi

İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Umurtak başkanlığında Burdur Hacılar Büyük Höyük’te yürütülen arkeolojik kazılarda, höyüğün savunma sistemini oluşturan surlar gün yüzüne çıktı.

İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Umurtak başkanlığında Burdur Hacılar Büyük Höyük’te yürütülen arkeolojik kazılarda, höyüğün savunma sistemini oluşturan surlar gün yüzüne çıktı.

Burdur’daki Hacılar Büyük Höyük’te yürütülen kazı çalışmalarında, kentin savunma sistemini oluşturan surların 150 metrelik kısmı ortaya çıkarıldı. Çalışmalar hakkında bilgi veren kazı ekibinden Prof. Dr. Refik Duru, kazı çalışmalarının 30 işçi, 10 arkeoloji öğrencisi ve çeşitli alanlardan akademisyenlerle yapıldığını söyledi. Hacılar Büyük Höyük’ün Anadolu’da 1950’li yıllarda çok tanınmış bir kazı yeri olan Hacılar’dan farklı bir alanda bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Duru, kazıların 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle başlatıldığını kaydetti. Hacılar Büyük Höyük’ün yaklaşık 280 metre çapında, yüksekliğinin yer yer 12-13 metreyi bulan hafif dairemsi ve biraz oval bir yapı olduğunu anlatan Prof. Dr. Duru, yapılan çalışmalarda höyükte en son yerleşimin milattan önce 2500-2800 yıllarında, İlk Tunç Çağı’nın ikinci evresinde olduğunu aktardı.

SAVUNMA SİSTEMİ ORTAYA ÇIKTI

Savunma sistemi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Duru, “Son 3 yılda geniş çaplı yeni araştırmalara geçildi ve burada çok güçlü bir savunma sistemi ortaya çıktı. Anlaşılıyor ki höyüğün merkezi kesiminde bir yerleşme var. Ama bu yerleşmenin dışında çok güçlü 1.5-2 metre kalınlığında ve 1.5-2 metre yüksekliğine kadar taştan masif duvarlı bir savunma sistemi bulunuyor. Bu sistemin şimdilik 150 metrelik kısmını açtık. Çok enteresan bir savunma planı söz konusu. Burayı planlayan dönemin mimarı, sistemi bir odalar dizisi halinde düşünmüş ve uygulamış. Biz bu sur sistemin şimdilik 150 metrelik kısmını açtık” diye konuştu.

EŞİ BENZERİ YOK

Mimarların surda küçük kırılmalar, dış tarafa testere dişi gibi dişler yaparak 8-10 metrede bir açı değiştirerek daireyi tamamlamaya çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. Duru, şöyle devam etti:

“Höyük, Anadolu’da, eski dünyada, Ön Asya’da benzeri görülmeyen nitelikte bir sur sistemiyle çevrili. Hiç tahmin edilemeyecek kadar güçlü bir yerleşme. Büyük olasılıkla mahalli krallığın başkenti olmalı. Orayı kazıyoruz. Dolayısıyla bizim açımızdan çok heyecan verici. Görsel olarak da çok etkileyici.”

Höyükteki yerleşimin henüz yazının keşfedilmediği bir dönemde olduğunu anlatan Prof. Dr. Duru, bu nedenle bölgede yaşayanların dili ve kimlikleri hakkında şimdilik bilgi sahibi olamadıklarını kaydetti. Kazılarda antropologların buldukları insan kalıntılarını incelediklerine değinen Prof. Dr. Refik Duru, “İskeletlerden çok kesin sonuçlara varmak mümkün değil ancak bizden hiçbir farkları yok. Onun dışında, yaşayanlar hakkında başka bilgimiz yok. Buna karşılık bu dönem insanının diğer becerileri, mesela ev eşyası yapımı, süs eşyası yapımı, mühür üretimi gibi konularda bilgilerimiz var” dedi.

Prof. Dr. Duru, 2011 yılından bu yana kazılarda çıkan eserleri Burdur Müzesi’ne teslim ettiklerini, bu eserler içinde gösterişli mühürlerin de bulunduğunu kaydetti.

hoyukte_benzersiz_savunma_sistemi_h34703

You may also like...