DEMRE – KAŞ – KALKAN OTOBAN PROJESİ İPTAL EDİLMELİDİR
Arkeologlar Derneği kurucu üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ve yönetimde görev almış üyeleri olarak, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Demre – Kaş – Kalkan arasında yapılması planlanan, Antalya Koruma Bölge Kurulunun 10.08.2023 tarih ve 16344 sayılı kararı ile onaylanan ÇED Nihai Raporu hakkında görüşlerimizi kamuoyuna sunmak istiyoruz. Antalya’nın batı ilçeleri, Demre-Kaş-Kalkan’da yapılması planlanan bölünmüş yol projesi, arkeoloji ve doğal sitlerden oluşan 11’i arkeolojik olmak üzere yaklaşık 20 korunan alanı ve Likya Yolunu olumsuz etkileyecektir. Aşağıda tablolaştırılan ve Antalya Bölge Koruma Kurulu tarafından tescili yapılan bölünmüş yol projesi üzerinde yer alan 1. derece arkeolojik sit alanları: İçerisinde bulunan kaya mezarları, Anadolu dinler tarihi için büyük öneme sahip Sura Antik kenti ve Apollon Kutsal Alanı ile Hoyran Ören yeri başta olmak üzere Orta Likya Bölgesi’nin en önemli arkeolojik sahasını oluşturmaktadır.

Myra ve Andriake ‘nin bir bölümü dışında söz konusu antik coğrafyada bilimsel kazı çalışmaları henüz yapılmamıştır. Mevcut bilgilerimiz yüzeyde bulunan antik kalıntılara dayalıdır ve bu nedenle Orta Likya Bölgesi büyük bilgi potansiyeli barındıran önemli, bakir bir araştırma sahasıdır. Bununla birlikte çift şeritli otoban projesi kapsamında yapılacak viyadük, 1. derece arkeolojik sit alanı olan Myra Antik Kentine giden suyu taşıyan kayaya oyulmuş ünik su kanallarına ve tapınak cepheli kaya mezarlarının bulunduğu sahaya geri dönüşü olmayan zararlar verecektir. Prehistorik Dönemden günümüze kesintisiz yerleşim gören Orta Likya Bölgesi en ihtişamlı dönemini Klasik Çağ’da yaşamıştır. Bu nedenle 2500 yıllık kaya mezarları Anadolu kültür tarihinin ve dünya kültür mirasının gözbebeğidir. Kaya mezarları, insanlık tarihine bir mezar olmaktan çok daha fazla bilgi sunar. Tapınak ve ev mimarisi cepheli bu mezarlar bugün sağlam şekilde ele geçmeyen birçok mimari yapı hakkında bize değerli bilgiler vermektedir. Yazıtlı, kabartmalı, resimli kaya mezarı örnekleri dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısına ışık tutmaktadır. Otobanın ve bağlantılı tünellerin geçtiği bu Likya kayalıkları Anadolu ve Dünya arkeolojisi için 2500 yıllık bir tarih kitabıdır. Bu kayaları patlatmak sadece Anadolu kültür tarihi karşısında değil Dünya Kültür Tarihi karşısında da bizi küçük düşüren ve utandıran bir eylemdir. Hoyran Ören Yeri’nin altından geçirilmesi planlanan tünel ise arkeoloji biliminde ifadesi bile mümkün olmayan dramatik bir karardır. Ayrıca otoban ve bağlantılı tünel ve viyadükler, 1. derece sit sahalarını ve üzerlerinde yer alan antik kentleri, özgün flora ve faunaya sahip doğa ile bütünleşmiş dokusundan kopararak, sit alanı bütününde görsel ve çevresel kirliliğe de neden olacaktır.
Söz konusu otoban projesi Antalya Koruma Bölge Kurulunun 10.08.2023 tarih ve 16344 sayılı kararı ile “etkileşim, minimum etkileşim” ifadeleri kullanılmak suretiyle teyit edilerek imza altına alınmıştır. Planlanan karayolu güzergahının Kültür Varlıklarına etkisi bahsinde ÇED Nihai Raporu ve Antalya Koruma Bölge Kurulu tarafından kayda geçirilerek imzalanan “etkileşim” ve “minimum etkileşim” ifadeleri arkeoloji camiamız tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştır. Hoyran Antik Kenti’nin ören yerinin altına tünel yapmak suretiyle ve yukarıda verilen tabloda yer alan 1. derece arkeolojik sit alanlarını bölerek ve parçalayarak geçirilecek otoyol için Antalya Koruma Bölge Kurulunun raporunda: Karayolunun “Proje İnceleme Alanı İçerisinde” 11 noktada Arkeolojik Sit Alanıyla “etkileşim” olduğu belirtilmiştir. Karayolu güzergahında yer alan Antik Kentler ve arkeolojik maddi kültür kalıntılarının göreceği zararlar beş duyumuz ile tespit edilebilecek gerçekliğe sahip olmasına rağmen geri dönüşü olmayan bu tahribat, Antalya Koruma Bölge Kurulu tarafından etkileşim ve minimum etkileşim ifadeleri ile patlatma desibel ölçümlerine dayandırılmaktadır.
Bahsi geçen ÇED Nihai Raporu ve Antalya Koruma Bölge Kurulunun 10.08.2023 tarih ve 16344 sayılı kararı, anayasamızın 63. ve 90. maddesine aykırıdır. Anayasamızın 63. Maddesi: “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır” demektedir. Anayasamızın 90. Maddesi kapsamındaki Milletlerarası antlaşma, sözleşme ve tüzükler de ihlal edilmektedir. Ayrıca, T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun “Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşullarını belirleyen yürürlükteki 658 sayılı ilke kararının arkeolojik sitlerde koruma ve kullanma koşullarını tarif eden 1. Maddesinde; “1. Derece Arkeolojik Sit korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır. Bu alanlarda kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesi, İmar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında kazı yapılamayacağı (…)”, (Mevcutta kullanımda olan bir karayolu bulunduğu için 658 sayılı ilke kararının istisnai hükümleri burada kullanılamaz) hükmüne de aykırıdır.
Mahkeme heyetinin istemesi durumunda Arkeologlar Derneği, Demre-Kaş-Kalkan’da yapılması planlanan bölünmüş yol projesinin uygulama sahasında yer alan 1. derece arkeolojik sit alanı Orta Likya Bölgesi’nin Anadolu Kültür Tarihi ve Dünya Kültür Mirası açısından önemini belirten ve bu yol projesi ile göreceği zararların aktarılacağı detaylı bir rapor hazırlayacaktır. Arkeologlar Derneği olarak bu projeden geç kalınmadan vaz geçilmesini istiyoruz. Bu bağlamda sürecin takipçisi olmaya ve Kültürel Miras Alanlarımızın korunarak geleceğe aktarılması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Kamuoyuna duyurulur.
10.07.2025
Arkeologlar Derneği Yönetim Kurulu







