ARKEOLOJİ, AVRUPA İLE BOY ÖLÇÜŞEBİLECEĞİMİZ BİLİM DALLARINDAN BİRİDİR
DR. SONER ATEŞOĞULLARI
GÜNÜMÜZDE ARKEOLOJİ, AVRUPA İLE BOY ÖLÇÜŞEBİLECEĞİMİZ BİLİM DALLARINDAN BİRİDİR.
SÖYLEŞİ VE FOTOĞRAFLAR /// EVREN ÖZESEN
ARKEOLOGLAR DERNEĞİ BAŞKANI DR. SONER ATEŞOĞULLARI, 80’Lİ YILLARDAN BERİ KENDİSİNİ ARKEOLOJİYE ADAMIŞ BİR ARKEOLOG. 2013’TE DERNEK BAŞKANLIĞINA SEÇİLEN ATEŞOĞULLARI, ARKEOLOJİNİN HALKA BULUŞABİLMESİ İÇİN DAHA KOLAY ANLAŞILABİLEN VE İLGİ ÇEKİCİ KONULARIN ELE ALINDIĞI POPÜLER YAYINLARA İHTİYAÇ OLDUĞUNU BELİRTİYOR.
2013 yılından bu yana başkanlığını yürüttüğünüz Arkeologlar Derneği ne zaman ve hangi amaçlarla kurulmuştur?
1975 yılında kurulan derneğimiz, 12 Eylül 1980 tarihine kadar çalışmalarına hızla devam etmiş, diğer meslek kuruluşları ve sendikalar gibi askeri darbe sonucunda kapatılmıştır. 1992 yılında tekrar açılıp günümüze kadar faaliyetlerine devam ettiren derneğimiz, önceleri Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği adıyla faaliyet göstermiş, daha sonra adını Arkeologlar Derneği olarak değiştirmiştir. Derneğimizin genel merkezi Ankara’da bulunuyor. İstanbul, Hatay ve Bursa’da şubelerimiz var. Şu sıralar İzmir şubemizin açılması için çalışmalar yürütüyoruz.
Derneğimizin temel amaçları arasında, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla dünyada seçkin bir konuma sahip ülkemizin evrensel ve ulusal kültürel mirasının açığa çıkarılıp korunması, tanıtılması ve bu yolla toplumsal bilincin geliştirilmesi bulunuyor. Bu alanda büyük bir özveriyle çalışan arkeologların dayanışma içerisinde olmalarını sağlamak, arkeologların sosyal ve ekonomik haklarını koruyup geliştirmek, arkeolog istihdamını artırmak Arkeologlar Derneği’nin öncelikli amaçlarını oluşturmaktır.
Derneğinizin kaç üyesi bulunuyor? Arkeologlar dışında arkeoloji alanında çalışan diğer mesleklerden kişiler de, örneğin restoratörler veya mimarlar da derneğinize üye olabiliyorlar mı?
Derneğimizin şu anda 1300’e yakın üyesi bulunuyor. Bu üyelerin 850 kadarı Ankara’da bulunan genel merkezimize bağlı. Geri kalan üyelerimiz, çoğunluğu İstanbul şubemize olmak üzere diğer illerdeki şubelerimize bağlıdır. Derneğimize asil üye olabilmek için arkeolog olmak, yani üniversitelerin arkeoloji bölümlerinden alınmış diplomaya sahip olmak gerekiyor. Asil üyelerimizin büyük bir çoğunluğunu Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı müzelerde ve koruma kurullarında çalışan arkeologlar oluşturuyor. Üniversite öğretim üyesi ve serbest arkeolog üyelerimiz de var. Bunun yanında derneğimizin tüzüğünde fahri üyelik kavramı da bulunuyor. Arkeolog olmayıp, arkeoloji bilimine ve mesleğimize önemli katkılarda bulunmuş kişileri de yönetim kurulu kararıyla fahri üyeliğe alabiliyoruz. 100 civarında da fahri üyemiz bulunmaktadır.
Derneğinizin amaçları doğrultusunda ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?
Çalıştığımız kurumlarda hepimizin ağır sorumlulukları var. İş hayatımızdan fırsat buldukça ve yeri geldiğinde özel yaşantımızdan da fedakârlık ederek, büyük bir özveri ile dernek faaliyetlerini yürütmeye çalışıyoruz. Çeşitli kültürel aktiviteler, eğitim gezileri ve konferanslar düzenleyip, arkeolojinin ve arkeologların güncel sorunları hakkında hem sosyal medyada hem de yazılı ve görsel basında görüş bildirip kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Mesleğimizle ilgili tespit ettiğimiz sorunlar hakkında yetkili mercilerle iletişime geçip, bu sorunları dile getiriyor ve bu sorunların çözümü için çaba gösteriyoruz.
Derneğinizin gündeminde şu sıralar hangi konular var?
Önemsediğimiz ve değişmesi için çaba gösterdiğimiz konulardan biri müzelere giriş kuralları. Arkeoloji öğrencilerinin, arkeologların ve akademisyenlerin müzelere girişlerinin müze karta ya da ücrete tabi olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Derneğimize bu konuyla ilgili meslektaşlarımızdan ve üniversitelerden çok sayıda talep geliyor. Müzelerde gördüğümüz eserleri çok zor şartlar altında gün yüzüne çıkarıp, sergilenmesini sağlayan arkeologların bu eserleri görmek için kapıda ödeme yapmalarının ne kadar doğru olduğunu takdirinize bırakıyorum. Bunun yanında müzeler, mesleği icra eden arkeologlar ve daha da önemlisi bu bilimi öğrenen öğrenciler için birer ev gibi olmalıdır. Onların müzelere rahatça girip çıkabilmelerini sağlamamız bilimin gelişmesi; dolayısıyla ülke menfaatlerimiz için de bir gerekliliktir. Bu konuyla ilgili görüşlerimizi yetkililere ilettik. Büyük bir içtenlik ve umutla gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Derneğimizin gündemindeki en önemli konulardan biri de kamuda çalışan arkeologların ek göstergelerinin 2200’den 3600’e çıkarılması bulunmaktadır. Şu anda arkeologlar 2200 ek göstergeyle 2 yıllık yüksekokul mezunları gibi maaş alıp, emeklilik haklarından da onlar gibi yararlanıyorlar. Oysa arkeologlar fakültelerin 4 yıllık bölümlerden mezun oluyorlar ve son derece teknik bir iş yapıyorlar. Öte yandan arkeologlar bakanlığın büyük projelerinde ve müzelerde büyük sorumluluklar almaktadırlar. Paha biçilmez değerdeki tarihi eserler arkeologlara zimmetlenirken, ciddi yasal sorumluluklar taşıyan pek çok belgeye imza atmaktadırlar. Bu durum meslektaşlarımızda iş riskini ve stresini artırmaktadır. Biz bu nedenlerle, arkeologların da mimar ve mühendisler gibi 3600 ek gösterge alması gerektiğini düşünüyoruz. Yönetim Kurulu olarak bu konuyla ilgili TBMM’de çeşitli girişimlerimiz oldu. Bu olumsuzluğun giderilmesi için bir partinin Ankara Milletvekili tarafından kanun değişikliği teklifi verildi. Henüz başarıya ulaşamadık ama çalışmalarımız devam etmektedir. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı yetkililerinden de destek bekliyoruz.
Maalesef arkeologların en büyük sorunlarından biri de istihdam. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden her yıl binlerce genç mezun oluyor ve büyük bir çoğunluğu işsiz kalıyor. Arkeolog istihdamı konusunda bazı adımların atılması gerektiği de bir gerçek. Kamuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan başka Denizcilik, Gümrük ve İçişleri Bakanlıklarında da arkeologlar çalıştırılabilir. Bunun dışında arkeologların özel sektörde de çalışabilmesi için yasal düzenlemeler yapılabilir. Yabancı kazılara Türk arkeolog çalıştırma kotası getirmek gibi uygulamalarla işsiz arkeologların sorunu hafifletilebilir.
Yurt dışından birlikte hareket ettiğiniz veya fikir alış verişinde bulunduğunuz, derneğinize benzer kuruluşlar var mı?
Derneğimiz ne yazık ki bu konuda yeterince etkin değil. Avrupa Arkeologlar Birliği (The European Association of Archaeologists) ve Europe Nostra gibi kuruluşlara henüz üye değiliz. Bu konuda yaşadığımız zorlukların en büyüğü ekonomik temelli. Bu büyük kuruluşların üyelik aidatları, sadece düşük üyelik aidatlarıyla ve bağışlarla ayakta kalmaya çalışan bizim gibi dernekler için karşılayamayacağımız miktarlarda. Ancak üye olma konusunda ve bu kuruluşlarla birlikte çeşitli organizasyonlarda yer almak konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dernek olarak geçtiğimiz yıl 10-14 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen 20. Avrupa Arkeologlar Birliği Kongresine katıldık. Kongre ile ilgili oluşturduğumuz haberlere web sayfamızda yer verdik.
Türkiye’de arkeolojinin ve müzeciliğin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arkeoloji konusunda son derece olumlu gelişmeler yaşanıyor. Önemli kazı çalışmalarından iyi sonuçlar alınıyor. Arkeoloji artık sadece arkeologların gerçekleştirdiği bir iş olmaktan çıktı. Arkeolojik kazılar artık farklı dallardan pek çok bilim insanının katıldığı bir faaliyet haline geldi. Günümüzde arkeoloji, Avrupa ile boy ölçüşebildiğimiz bilim dallarından birisidir. Cumhuriyetin erken dönemlerinde Atatürk’ün başlattığı tarih ve arkeoloji atılımının bugün ulaştığımız bu seviyede çok büyük payı vardır. Bunun yanında arkeolojinin halkla buluşmasında bazı sorunlar yaşamaktayız. Halkımıza arkeolojik kalıntıları neden koruması gerektiğini yeterince anlatamıyoruz. Bunda arkeolojik yayınlarda kullanılan bilimsel dilin etkisinin olduğunu düşünüyorum. Arkeoloji alanında daha kolay anlaşılabilen ve daha ilgi çekici konuların ele alındığı popüler yayınların halka ulaştırılması gerekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çağdaş müzecilik konusunda attığı adımları, yeni müzelerin açılmasını ve mevcut müzelerin iyileştirilmesi faaliyetlerini Arkeologlar Derneği olarak mutluluk ve takdirle karşılıyoruz. Açılan yeni müzelerin yurt içinde ve yurt dışında daha çok duyurulup tanıtılması gerektiğine inanıyoruz. Müzelerimizin hak ettiği ilgiyi ulusal ve uluslararası boyutta görmesi için gerçekleşecek tanıtım çalışmalarına Arkeologlar Derneği olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim.
Kültür ve Turizm Dergisi, Eylül 2015, Sayı:20, S. 54-59.