Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Açıldı
Ankara’nın ilk özel arkeoloji müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin bitişiğinde yer alıyor. Müzeye adını veren işadamı Yüksel Erimtan’ın 50 yıl boyunca topladığı eserlerden oluşan koleksiyonunun sergileneceği müzede, Tunç Çağı’ndan Bizans Dönemi’ne 2 bin eser bulunuyor.
Müzenin açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’te katıldı.
Bakan Ömer Çelik, açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’deki özel müzelerin dünya çapında önemli başarılara imza attığını vurguladı.
Bu Açılışın Şu Konjonktürde Çok Büyük Bir Önemi Var
“Öncelikle böyle bir eser meydana getiren Yüksel Bey başta olmak üzere herkesi kutluyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse umduğumdan çok öte bir eser buldum burada. Katıldığım bu tip açılışlar açısından da en çarpıcı olanının şimdiye kadar bu olduğunu söylemek isterim. Ama kendisinin enerjisini gördüm. Öyle tahmin ediyorum ki burası ile sınırlı kalmaz ve bunun gibi birkaç müze daha yapar.
Bizim, arkeolojik eserlerimize, medeniyet eserlerimize sahip çıkan ve üstelik özel sektör tarafından, sivil bir girişimci tarafından yapılan böyle bir eseri açmamızın şu konjonktürde çok büyük bir önemi var.
Çünkü etrafımızda belki de Orta Çağ’dan bu zamana kadar görülmeyen bir barbarlık var. Etrafımızda 7-8 tane ülke şu anda yönetilemez durumda. Burada DAİŞ diye bir terör örgütü bütün insanlığın mirası olan medeniyet eserlerini herkesin gözü önünde yok ediyor. İnsanları öldürdüğü gibi insanların birikimi olan medeniyet eserlerini de yok ediyor. En son biliyorsunuz -Nemrut şehrinden sonra- Musul’daki antik El-Hadar kentindeki tarihi eserleri de yok ettiler. Geçen hafta Musul’un Güneydoğu’sunda Asurlular dönemine ait -Nemrut şehrine saldırdıktan sonra- bu şehir neredeyse tamamen yok oldu. Geçtiğimiz ay da Musul Müzesi’ndeki heykel ve kıymetli sanat eserlerini balyozla parçalamışlardı. Bu olaydan önce de Musul Kütüphanesinde bulunan 8 binden fazla tarihi kitap bu terör örgütü tarafından yok edildi. Bu kütüphanede Osmanlı, Abbasi, Eyyubi dönemine ait bir sürü el yazması eser bulunmaktaydı.
Şimdi böyle bir terör örgütü böyle bir vahşeti gerçekleştiriyor. Üstelik dinimize ait sloganları da kullanarak böylesi bir barbarlık ortaya koyarken ülkemizde böyle bir yer açmamız hakikaten bu gelişen olaylar karşısında da çok büyük bir mesaj teşkil etmektedir.
Milliyetçilik ve Medeniyetçilik Bir Araya Geldiği Zaman Güçlü Hayat İzleri Ortaya Çıkar.
Burada önemli iki kavram da öne çıkıyor. Birincisi milliyetçilik, ikincisi medeniyetçilik. Bakın Sayın Erimtan ‘Ben ülkemin eserlerini yurt dışında gördüğüm zaman bir karar verdim. Bunların Doğu Akdeniz ya da Doğu Yunan eserleri olarak sergilenmesinin arkasındaki tırnak içerisinde ‘tezgâhı’ gördüm ve bu memleketin eserlerine sahip çıkmak istedim.’ diyor. Asıl milliyetçilik budur. Bir memleketin medeniyet eserlerine sahip çıkmak ise büyük bir medeniyetçiliktir.
Zaten bir millet bu ikisi bir araya geldiği zaman tarihe damgasını vurur. Tek başına kuru milliyetçilikten hiçbir şey çıkmaz. Kendi eserlerini korumayan bir medeniyet severlikten de hiçbir şey çıkmaz. Ama milliyetçilik ve medeniyetçilik bir araya geldiği zaman işte bu tip bu eserleri koruyan, bu şekilde güçlü hayat izleri ortaya çıkar.
İnsanlığın ortak tarihi ve kültürel mirasına barbarca saldırılar yapılırken biz ortaya koyduğumuz bu çalışmalarla bu eserlerle bir kere daha Anadolu topraklarından bütün dünyaya bu toprakların sahip olduğu medeniyetin barış ve hoşgörü sesini iletmiş oluyoruz.
Tabii bu mutluluğu bize Sayın Yüksel Erimtan yaşatıyor. Kendisine, ailesine, bu müzeye emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Büyük bir emek var bunun arkasında.
Bugün İstiklal Marşının kabulünün de 94. yıldönümü. ‘Cumhuriyetin temeli kültürdür’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan şairimiz Mehmet Akif’i rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Böyle bir günde, İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nde bu müzeyi açıyor oluşumuzun da bence özel bir anlamı var. Böylece güzel bir tesadüf ortaya çıkıyor.
Bu Kültürel Birikimin Yaşatılması ve Gelecek Nesillere Aktarılması Anadolu’nun Dünyaya Verdiği Mesajın Yaşatılması Anlamına Geliyor
Burada Anadolu’nun çeşitli arkeolojik dönemlerine ve Osmanlı dönemine tarihlenen eserler var. Bunlar belli bir olay örgüsüyle bir araya getirilmiş. Bundan sonrada Ankara artık bu eserle birlikte kültür ve sanat açısından daha da kıymetli bir yer haline geldi.
Tabii bizim Bakanlık olarak önceliğimiz bütün bu eserlerin korunmasına öncülük etmek ve bu eserleri koruyanlara yardım etmek. Bu bakımdan müzecilik ve koleksiyonculuk çalışmalarına çok büyük önem veriyoruz. Çünkü tarihi değeri olan sanatsal ürünlerin sadece devlet müzelerinde kalması korunması mümkün değil. Aksine bu eserlerin yasal bir çerçevede sanatseverler tarafından korunması ve sergilenmesi her şeyden daha önemlidir.
Bakanlığımızın 2006 yılından bugüne kadar çeşitli alanlarda verilen kültür belgesi ve teşviklerin yanı sıra ilmi ve teknik konularda verdiği desteklerin de etkisiyle 2015 yılı Mart ayı itibarıyla Bakanlığımız denetimindeki özel müze sayısı 208’e ulaşmıştır. Geçtiğimiz yıllar içerisinde özel müzelerimizin yalnızca sayısı artmamış, yapılan başarılı çalışmalar sonucunda söz konusu müzeler uluslararası alanlarda da çok önemli başarılar elde etmiştir.
Nitekim Bakanlığımız denetimindeki özel müzelerden Sabancı Müzesi, Baksı Müzesi, Masumiyet ve Aşiyan müzeleri 2014 yılı Avrupa Müze Ödülleri için aday adayı olmuşlardır. Bu özel müzelerimizden Baksı Müzesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin Kültür, Bilim, Eğitim ve Basın Komitesince verilen, Avrupa Yılın Müzesi Ödülü kategorilerinden biri olan Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nün sahibi olmuştur.
Bu yıl itibarıyla da Bakanlığımız müzelerinden Aydın Müzesi ile özel müzelerden İstanbul Hisart Müzesi Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Ben kesinlikle eminim ki bugün açtığımız müze, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi de ilk fırsatta uluslararası arenada çok büyük bir ödül alacaktır. Biz Bakanlık olarak bu müzenin ödül alması için gereken girişimlerin ve çalışmaların yapılmasını da sonuna kadar destekleyeceğiz. Bu kültürel birikimin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması Anadolu’nun tüm dünyaya verdiği mesajın yaşatılması anlamına geliyor.
Biz burada sadece geçmişte kalmış, geçmişi yaşayan-anlatan eserlerden bahsetmiyoruz. Bu eserler bize bugünü de, bir bakıma yarını da anlatıyor. Bu eserlerin sergilenmesine bu şekilde emek verilmesi bizim açımızdan hakikaten son derece saygıdeğerdir. Tebrik ediyorum.”
Bakan Ömer Çelik ve beraberindekiler açılışın ardından Yüksel Erimtan’ın arkeoloji merakıyla yıllar içinde biriktirdiği eserlerin yer aldığı müzeyi gezdiler.